Çocuklarımız ve Okul Öncesi Eğitim

14 Ekim 2013 Devamı

Okul öncesi yıllar çocuğun yaşamında gelişim hızının yüksek olduğu ve çocuğun kişiliğinin biçimlendiği en önemli zamanlardır. Bu dönemde oluşan temel kişilik, çocuğun yaşamının her devresinde etkili olacaktır.

Çocuk, okul öncesi eğitim kurumunda yaşayarak, deneyerek öğrenme fırsatı elde eder. Her tür bilgi grupla etkileşim halinde öğretilmektedir ve buralarda mümkün olduğunca çocukların birçok duyusuna hitap edebilecek bir öğretim planı uygulanır. Bu nedenle çocuğa evde öğretilen sistemsiz ve düz bir bilgiye oranla çok daha kalıcı ve muhakemeye olanak veren zengin bir öğrenme ortamı sağlanmaktadır. Bu tarz öğrenme çocukta sürekli bir öğrenme isteği ve ihtiyacı uyandırmaktadır.

Yapılan tüm uluslararası araştırmalar ve uygulanan testler göstermektedir ki 0-6 yaş grubunda, gelişim düzeyinde okul öncesi eğitimi almış çocukların, akademik programlarda, eğitim almamış olanlara göre birinci sınıf başarı düzeyleri daha yüksektir ve okuma yazmaya daha hızlı geçmektedirler. Yetişkin olduklarında ise dış dünyayla kolay ve sağlıklı iletişim kuran, sosyal insanlar olurlar.
Araştırmalar, çok oynamayan ve kendisine dokunulmayan çocukların beyninin yaşıtlarına göre yüzde 20-30 daha az geliştiğini ortaya koyuyor. Beyin, uyaranların bol olduğu deneyimlerle gelişir. Deneyimli insanların elinde yetişen çocukların zekâsı o oranda gelişiyor.
Bu yaş grubuna dönük eğitim programı uygulayan bir kuruma devam eden çocukların kas gelişiminden, algı sürelerine, temizlikten yemek yemeğe, hatta paylaşma ve sosyalleşmeye kadar birçok alanda önemli gelişme gösterdikleri de gözlenmiştir.
Bu dönemde edinilen bilgiler hem çok kolay öğrenilmekte, hem kalıcı olmakta hem de öğrenme alışkanlığı geliştirme açısından önem taşımaktadır.
Çocuk yuvaya giderek öncelikle düzen öğrenir. Her gün aynı saatte kalkıp, aynı düzen içinde okuluna gitmektedir. Bu ev yaşamında da düzen sağlar. Belirli bir saatte yatmayı, düzenli olarak kahvaltı etmeyi öğrenir.
Başka insanlarla ilişki kurmayı ve sürdürmeyi öğrenir.
Okul öncesi eğitim gören çocukların, bir üst okulda yani birinci sınıfa başladığında başarıyı yakalama oranı, yüzde yüzdür.

Milli Eğitim’in de yaptığı bir araştırmada okul öncesi eğitim alan öğrencilerin, eğitim almamış öğrencilere göre üniversitede yüzde 98’inin daha başarılı oluğu görülüyor.
Yapılan araştırmalar çocukların, okul öncesi eğitim sayesinde, ileriki dönemlerde girdiği sınavlarda, yüzde 65 dolaylarında başarı gösterdiğini ortaya koyuyor.
Okul öncesi eğitimin başka bir önemi de çocukların gelişimlerinin takip edilmesidir. Çünkü anne-babalar çocuklarının gelişim alanlarını dikkatle takip edebilecek bilgi ve beceriye sahip olmayabilir. Ayrıca her çocuk gelişiminin bazı alanlarında sorunlar yaşayabilir, ileriki yaşlarda yaşaması olası bazı problemlere ait ipuçları verebilir. Bu belirtileri fark etmenin ve en uygun müdahalenin ne olduğuna karar vermenin en iyi yolu çocuğun anaokulu gibi yapılandırılmış bir ortamda düzenli şekilde takip edilmesidir. Böylelikle aileler, çocuklarını sağlıklı yetiştirmeleri hususunda destek hizmeti almış olur.

Kısacası Okul Öncesi Eğitimde çocuklarımız;
Öğrenmeye ilgi duyar.
Kendini tanımayı öğrenir.
Yeteneklerinden haberdar olur.
Yaşıtlarıyla ilişki kurar.
İşbirliği yapma alışkanlığı kazanır.
Hakkını korumayı ve başkalarının hakkına saygılı olmayı öğrenir.
Bencillikten sıyrılır, paylaşmayı öğrenir.
Anne-babadan ayrı kalmaya alışır.
Özgür davranma fırsatı bulur, bağımsızlık duygusu gelişir.
Dil gelişimi hızlanır, sözcük dağarcığı zenginleşir.
Zihin gelişimi hızlanır.
Girişkenliği artar.
Var olan yetenekleri gelişir.
Öz bakım becerileri gelişir.
Kendi ihtiyaçlarını karşılama alışkanlığı edinir.
Sorumluluk duygusu gelişir.
Karar verme yeteneği gelişir.
Sosyal kuralları öğrenir.
Vücudunu etkin bir biçimde kullanmayı öğrenir.
Bir üst öğrenim için gerekli olgunluğa ulaşır.

Kategori: Yazarlar