Anne ol-madan…

22 Ekim 2013 Devamı

Eğer anne’yseniz o zaman işte hayat size yeniden kendinizi tanıma fırsatı veriyor.

Bir de çalışan bir anne iseniz o zaman hayat yeniden başlıyor diyebiliriz…

Her kadın gibi bendeniz de doğmamış bebeğim üzerine hayaller kurdum.

Planlı bir hamilelik öncesi, kontrollerimin sonrasında, 4 yıllık evliliğim ardından erkek bebek müjdesini almakta gecikmedim.

Çalışan bir hamile olacaktım hem de…

Diğer annelerin aksine mide bulantıları, koku hassasiyeti olmayan bir süreç yaşadım. Aynı zaman da bir basın kuruluşunda stres yağmurunda çalışma hayatıma devam ettim. Sağlık sorunu yaşamadığım için doktorum son 3 haftaya kadar buna fırsat tanıdı ama hazırlık sürecim başlayınca izne ayrıldım.

12 Mart 2011’de oğlum Çınar’ı kucağıma alınca başkalaştım tabii…

Hayatım da iş bir yana kendinden vazgeçmiş şekilde oğluma yoğunlaştım.

Yasal doğum iznim bitince istifamı vermek zorunda kaldım. Babaannesi de anneannesi de ‘anne’nin bakması konusunda hem fikirdiler. Bakıcı zaten düşünmemiştim bile. Üstelik emziren bir anneydim… Yapamadım!

Aradan geçen 2 yıl zarfın da Çınar’la olması gerekenden fazla bir titizlikte ilgilendim.

Yalnızdık,  sosyal değildik… Hasta olur korkusuyla kalabalık ortamlara girmedik, başka kimselerle temasını engelledik aslında diyalog kurmasını da engeldik.

Sonuç olarak; korkan, konuşmaya çekinen, kalabalık ortamlarda sürekli ağlayan bir çocuk ortaya çıkmasına neden olduk. Sürekli aynı ortamın vermiş olduğunun etkinin hastalıklara çok daha fazla davetiye çıkardığını sonradan öğrendik.

Bir yerden sonra anne ve çocuğun iletişimi ev içerisinde sekteye uğrar ve aktaramaz öğretemez hale gelebiliyorsunuz…

Ebeveyn olarak, hem çocuğun hem annenin sosyal hayatlarına devam etmesi gerektiği konusunda hem fikir olduk…

Asıl sürecin bundan sonra başladığından habersizdik…

Tabii tam teşekküllü bir kreş bulmak ve asıl önemli olan  ’nasıl ayrılacağım’ endişesi!

Sadiye Çınar Evkuran

sadiyeevkuran @gmail.com

Kategori: Yazarlar