Hamilelikteki Korkularınızdan Kurtulun!

11 Şubat 2014 Devamı

Kadın bir kere kaygı üretmeye programından kurtulmaya görsün, her fırsatı kaygı üretmek için kullanır, hamileliği bile.

Oysa hamilelik kadın bedeninde Hayy isminin tecelli ettiği andır. Rahmet, Rahim, Musavvir isimleri ile eşlerin sevgisi cisimlenir kadın bedeninde. Sevgi, şefkat kahramanı olan kadın, hamilelik doğum ve lohusalıkta bu donanımdaki yazılımlarını en yüksek performansta kullanabilir.

Ah işte bu can sıkıcı, zihni ve bedeni daraltan kaygılar olmasa.

Ama bu ortamda olmaması mümkün değil. Aklına takılan en ufak bir soruyu google’a sorduğunuzda konuyla ilgili tüm detaylar milyonda bir ihtimaller önünüze çıkıyor. Okuduklarından teşhis koyma kabiliyetiniz geliştiyse artık hamileliğin kabusa dönüşmesi çok kolay. Çekirdek kaygı endişe büyüyüp büyüyüp tüm bedene yayıldığında artık kadın bedenindeki mucizeden kopup, şükürden uzaklaşıp korktuklarının başına gelmesinin yüzde hesaplarıyla uğraşıyor.

Size verilene karşı duruşunuz net değilse, gelişen teknoloji, artan tarama testleri, istatistik hesapları kafanızı daha da karıştırıp kaygılarınızı arttırıp elinizdeki nimetten uzaklaştırıyor.

Bebeğin sağlığı ile ilgili kaygıları abartılı olmamak koşulu ile bir derece anlıyorum da bebeğinin cinsiyeti ile ilgili endişeleri hiç anlamıyor ve de şiddetle kınıyorum.

Şimdi vereceğim örnekler inanın gerçeğin ta kendisi, bizzat kulaklarımla duydum.

– Off ya 3.de erkek, üç tane gelinle ben ne yapacağım.

– Daha 3. ayında gelip te cinsiyeti için geldim ne olur kız olsun. Ben erkek çocuk asla bakamam.

– Sıklıkla anne adaylarında bebeği veya gebeliği ile ilgili kaygıları oluyor.

– Eşimin ailesinde hep kız torun var bu da kız olursa hayallerim suya düşer. (Bebeğin cinsiyeti üzerinden nasıl bir hayali olduğunu sormaya cesaret edemedim)

– En erken cinsiyet ne zaman belli olur. Kız olursa aldıracağız .( Cahiliye döneminden farksız olan bu soru kanımı dondurdu) Bende dayanamayıp şöyle dedim. Evlat için varını yoğunu ortaya koyup yinede çocukları olmayan insanlar var. Bu cana kıymayın doğunca onlara satarsınız!

Gebeliği kabusa dönen kadınların genellikle gebelik öncesinde de gelecekle ilgili kötü senaryoları hazır bulunduruyor, ve gebe kaldıklarında da tüm kötü senaryoları kolaylıkla yazabiliyor. Hali hazırda gebe olmadığı halde şunları sorabiliyor yurdumun kadını.

Gebe kalırsam doğumumu nerde yaptırırsınız? Doğumuma yetişebilirmisiniz? Ben kesinlikle! normal doğurmak istiyorum….Bu arada ortada henüz gebelik yok, yarına kim sağ kim mevta belli değil ancak kaygılar bedende yerini almış durumda. Allah selamet versin ne diyeyim…

Hamilelik öncesi muayenesinde gergin, endişeli, stresli olan kadınlarla hamilelik planı yaptığımızda hepimizin Allah Yardımcısı olsun diye dua ediyorum.

Anne adayının, eşinin, bebeğinin ve de doktorunun yardımcısı. İşin kötüsü, gerginlikle stresle beraber gebelik ve bebekteki sorunlar gerçekten artıyor. Adeta anne kötü senaryoyu yazmakla kalmıyor bir süre sonra onu oynamaya mecbur kalıyor.


Kaygılar gebeliği nasıl mı etkiliyor?

hamilelikte-korkular

Kaygılarla beraber düşük riski artar. Gebeliğe bağlı tansiyon yükselmesi, gebelik şekeri, gebelik zehirlenmesi yoğun stres altında daha sık görülür. Kramplar, mide bağırsak sistemi rahatsızlıkları, bel ve kasık ağrıları, bulantı kusmalar, uygusuzluk, iletişim sorunları kaygılarla beraber artan oranlarda ortaya çıkar.

Doğum la ilgili korkuları olan annelerin doğumu başlamayabilir. Veya normal doğum ağrılı acılı sancılı ve keyifsiz olur.

Anne adayının hamilelikteki kaygılardan arınması mümkünmü dersek tabii ki evet. Bize kendimizi kötü hissettiren aynı zamanda bebeğimize de zarar veren, temelde varoluş programımızdan kopuşla oluşan hamilelik kaygılarından özgürleşilebilir, eğer tercih edilirse.

Kaygıları oluşturan bilinçaltı yazılım farkındalığı ile öncelikle yanlış bilgileri silmeli, yerine özümüzden beslenen doğru bilgileri koymalıyız. Yanlış bilgiler bilinçaltına inanç düzeyinde yerleştiyse anne adayının sadece bilgilendirmekle yanlış inancın kıskacından ve bunun olumsuzluklarından kurtaramayız. Bu durumda bilinçaltı düzeyde bir iyileşme gerektiği için zihinsel iyileşme tekniklerini kullanmaktayız.

Böylece zihnin ve bedenin negatif hipnozlardan arınmasıyla, annelik programında var olan latif duygular ruhu ve kalbe nüfuz eder.

Hamilelikteki kaygılarla ilgili yapılan hatalardan biride, kaygılarla çalışmak ve akıtmak yerine “aman canım doğumdan sonra geçer, biz sana destek oluruz 9 ayı geçiririz sık dişini biraz. Arada kuaföre, sinemaya, alışverişe gider zihnini dağıtırsın”

Annede kaygı varsa vardır, eğer akıtılmazsa doğumdan sonra geçmez artarak devam eder, şekil değiştirebilir. Bebeğini henüz görmediği için sağlığından endişelendiğini söyleyen annenin bu endişesi tüm yaşamı boyunca devam eder.

Sütüm yetiyormu, bir haftada kaç gram aldı, mikrop bulaşmasın, okula ben götürüp getireyim… Çocuk annesinin kaygılarının kurbanı olarak bağımlı bir kişilik geliştirir.

Örnekte olduğu gibi annenin hamilelik kaygıları sadece anneye değil daha anne karnında iken ve sonra tüm yaşamı boyunca bebeğe zarar verir. Ve tabii ki eş de bundan nasibini alır.

 

Kategori: Op. Dr. Ayşe Duman, Yazarlar