Türk Çocukları Hangi Hastalıklara Yakalanıyor?

17 Mart 2016 Devamı

O ufak bedenler ateşlenip yatağa düştüklerinde, ağır bir grip geçirdiklerinde ya da kabızlık çektiklerinde dünyanın en büyük sorunuyla karşı karşıya gibi hissetmiyor musunuz? Anne-babaları çocuklarının hastalanması kadar üzüp yıpratan bir şey yok. Onların hasta olmasıyla bütün tadımız kaçıyor. Çocuğunuz yorgan yatak yatıyorken kaçınız keyifle maç izliyor ya da müptelası olduğunuz diziyi seyretmeye devam ediyorsunuz? O ufak bedenler ateşlenip yatağa düştüklerinde, Sağlığın temeli ana karnında atıldığı için bu sorumluluğun ana-baba adayı olunduğu andan itibaren özenle yerine getirilmesi gerekiyor. Anne-babadan alınan genler çocuğun hem hayat kalitesini hem de hayat süresini belirliyor. Ancak kaderimizi sadece genler belirlemiyor. Bebek doğduğu andan itibaren çevresel faktörler ve yapılan yanlışlar da hastalıklara davetiye çıkarıyor. Örneğin obez bireylerin yüzde 30–50’sinin çocukluk döneminde de obez olması bu gerçeğin göstergesi. Bu nedenle özenle yetiştirilen küçüklerin yetişkinlikte sağlıklı bireyler olacağı öngörüsü kadar bunun tersi de geçerli.

ALERJİK HASTALIKLARDAKİ ARTIŞA DİKKAT

Yenidoğan ve erken bebeklik döneminde en sık rastlanan sıhhat problemleri arasında; doğum travmaları, doğumsal anomaliler, prematür (37 haftadan evvel) doğuma bağlı solunum ve beslenme bozuklukları ile enfeksiyonlar bulunur.

İşte çarpıcı ve can yakan bir bilgi: Başta Afrika kıtası olmak üzere fakir memleket ve toplumlarda her 1000 yenidoğandan 150-300’ü henüz 1 yaşına gelmeden kaybediliyor. Avrupa ve Türkiye, Afrika’yla karşılaştırıldığında çok daha iyi durumda olsa da bu konuda memleket olarak alacağımız çok yol bulunuyor. İstatistiklere göre Türkiye’de her 1000 canlı doğumdan 15–45’i kaybediliyor. Daha büyük bebek ve çocuklarda ise ağırlıklı olarak solunum yolu enfeksiyonları ve ishallerle karşılaşılıyor. Günümüzde alerjik hastalıklar da gösterdiği hızlı artışla dikkat çekiyor.

ANNE SÜTÜ YOKLUĞU İSHALLİ HASTALIK RİSKİNİ ARTIRIYOR
Yoksul bebeklerde ana sütünün yokluğu hayatın sonlanması anlamına geliyor. BM (Birleşmiş Milletler) ve Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre ana sütü alamayan çocuklar arasında ishalli hastalıkların görülme oranı 5 kat artarken ölüm olasılığı 25 kata kadar çıkıyor. Fakir toplumlarda ise sıklıkla “paraziter” hastalıklar görülüyor. Çocukların bağırsaklarında çok sayıda parazit bulunur. Ancak ne ilginçtir ki bağırsak paraziti ve enfeksiyonlarla boğuşan Afrikalı çocuklarda, hijyenik koşullarda yaşayan Batılı çocukların aksine alerjik hastalıklar ender görülür.

UYKUNUN BEBEK GELİŞİMİNE KATKISI
KÖTÜ BESLENEN ÇOCUĞUN BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ TEMBEL
Yoksulluk ve harp, annelerin çocuklarını iyi besleyememelerinin en mühim nedenleri arasında görülüyor. Bu vaziyet kalitesiz ve yetersiz beslenme kaynaklı hastalıklara davetiye çıkarıyor. Bağışıklık sisteminin tembelleşmesine ne sebepten olan “malnutrisyon” ya da fena beslenme sonucu muhtelif gıda elemanlarının eksiklikleri bu dönemlerde görülüyor. Bu çocuklarda en çok demir, çinko, selenyum ve vitaminlerin yetersizliğine bağlı sıhhat problemleri gelişiyor. Örneğin D vitamini yetersizliği kemik zayıflığına (raşitizm) yol açarken, bağışıklığın çökmesi başta zatürree ve bronşit olmak üzere ağır hastalıkların oluşumuna davetiye çıkarabiliyor.

ÇOCUĞUNUZUN GELİŞİMİNİ DİKKATLİ TAKİP EDİN
ANNE SÜTÜNÜN ÖNEMİNİ ANLATAMADIK
Yeni doğan bebeğin en çok anneye ve onun sütüne gereksinimi mevcut. Ancak ne kadar uğraşırsak uğraşalım ana sütü ile beslenme süresini uzatmakta yeterli başarıyı yakalayamadık. Anne ve büyükanneler bebeğin ilk haftalarında yabancı besinleri yedirme konusunda çok ısrarcılar. Oysa bir bebek 6 aylık olana kadar sadece ana sütü ile beslenmeli ve ilave besinler doktor denetiminde verilmeli. Günümüzde abur cubur besinleri ve hazır ürünleri tüketmeyen çocuk olmadığını söyleyen Pehlivanoğlu’na göre sıhhat kurumlarında çocukları kandırmak ve mesut etmek ismine onlar için ‘zehir’ olan boyalı şekerler kullanılıyor. Birçok enfeksiyon hastalığı virüslere bağlı olduğu halde inatla antibiyotik kullanan bir cemiyet olmamız ise diğer bir yanlışımız. Oysa bu ilaçlar bu problemlerin giderilmesinde etkili değil.

EMZİREN ANNELER DİKKAT!
SORUN OLMAKTAN ÇIKAN HASTALIKLAR
Günümüzde aşı ile korunulan çocukluk çağı hastalıkları birçok ülkede görülmüyor. Örneğin çiçek hastalığının artık tıp eğitiminde bile yer almadığı belirtiliyor. -Türkiye’ye göçmenlerle gelen kızamık, kabakulak, kızamıkçık ve benzeri hastalıkların görülme sıklığı gün geçtikçe azalıyor. -Türkiye kronikleştiğinde çok güç tedavi edilebilen Hepatit B mikrobunu yenmeyi başarmış durumda. Hepatit A enfeksiyonu geçiren fert sayısı gün geçtikçe azalırken kolera, tifo ve sıtma gibi salgınlar ülkemizde problem olmaktan çıkmış durumda. Avrupa kıtasında çocuk felci hastalığının da tarihe karıştığına dikkat çekiliyor

30’LU YAŞLARDA ÇOCUK SAHİBİ OLMAK İÇİN 10 İYİ NEDEN
ÇOCUĞUNUZ ATEŞ İÇİNDE KIVRANIYORSA
Üzerini örtmeyin – Ateş su ile söndürülür! Bu problemde çocuğu serin tutmak, ılık banyo yaptırmak, bol su içirmek en etkili yöntemlerdendir. *Baş ağrısı ve kusma ile birlikte meydana gelen ateş “acil durum” habercisi olduğu için ihmal etmeyin.

*Dalgınlık, kol ve bacaklarda istemsiz hareketler ve gözlerde kaymanın ateşe bağlı havale belirtileri arasında olduğunu unutmayın.

*Küçük bebeklerde ateşin susuzluk anlamına gelebileceğini hatırlayın – İdrar renginde koyulaşma, miktarında azalma, dudak kuruluğu ve gözyaşı azalması bebeğin yaşamsal işlevlerinde bozulma olduğunu düşündürür.

*Nedeni belli olmayan ateşin ileri araştırma gerektirdiğini bilin.

KÜÇÜKLERİ HASTA EDEN NEDENLER
Virüsler ve pis hava: Üst solunum yolu enfeksiyonları, nezle, soğuk algınlığı, grip, ortakulak iltihabı -Kirli su ve besinler: Bağırsak enfeksiyonları, gastroenterit, gıda zehirlenmesi

-Kalitesiz besinler ve kimyasallar: İshal, sindirim problemleri, kabızlık, karın ağrısı, sindirim sistemi reflüsü -Virüs ve bakteriler:

Zatürree ve bronşit -Gıdaların içerdiği alerji yapıcı maddeler: Alerjik hastalıklar, egzama, astım, gıda alerjileri (bilhassa inek sütü ve başka gıdalara bağlı) bağırsak kanaması, sümüklü (mukuslu) dışkılama, büyüme geriliği, zayıflık -Yanlış beslenme ve hareket azlığı: Şişmanlık -Yetersiz/kalitesiz beslenme: Zayıflık, bağışıklık yetersizliği -Sindirim sistemi hastalıkları (ülser, gastrit, parazitler, reflü): İştahsızlık -Yetersiz ve yanlış beslenme, hormon bozukluğu (endokrin hastalıklar), kalın ve ince bağırsak hastalıkları: Kabızlık -Kabızlık ve idrar yolunda anormallikler, mikroplar: İdrar yolu enfeksiyonları -Okul ve sosyal hayattan kaynaklanan stres, psikolojik sorunlar -Helikobakter Pilori mikrobu: Gastrit, ülser, karın ağrısı ve kansızlık

HANGİ DÖNEMDE HANGİ SAĞLIK SORUNLARI ARTAR? -YENİDOĞAN VE ERKEN BEBEKLİK:

Doğum travmaları, anomaliler, enfeksiyonlar

BEBEK VE KÜÇÜK ÇOCUKLAR: Beslenme problemleri, iştahsızlık, kabızlık, karın ağrısı, solunum yolu enfeksiyonları, gıda alerjileri

OKUL ÇOCUKLARI VE GENÇLER: Beslenme problemleri, sindirim problemleri, üst solunum yolu enfeksiyonları

ATEŞLİ ÇOCUĞA HEMEN İLAÇ VERMEYİN Vücut sıcaklığının normalin üstüne çıkmasına (37.5 derecenin üstü) “ateş” deniyor. Bu problem en çok enfeksiyonlardan kaynaklanıyor. Her ateşin tehlikeli görülmemesi gerekiyor. Genellikle 39 dereceden yüksek ve 24 saatten uzun süren ateşte çocuğun doktora götürülmesi öneriliyor. Ateşe eşlik eden öksürük, aksırık ve nezle belirtilerinin varlığı viral kökenli solunum yolu enfeksiyonuna işaret ediyor. Prof. Dr. Ender Pehlivanoğlu’na göre “paracetamol” ve “ibuprofen” grubu ilaçların ancak 38-39 derece ateşten sonra kullanılması gerekiyor.

HAFİF SEYİRLİ KABAKULAK Çocuklar mektep döneminde birbirlerine muhtelif mikroplar bulaştırıyor. Kızamık ve kabakulak gibi virütik hastalıkları erken çocukluk döneminde geçirmek seyirlerinin daha hafif olmasına ve daha az komplikasyon oluşmasına ne sebepten oluyor.

Kategori: ÇOCUK HASTALIKLARI, Genel, Haberler