Sınav Kaygısı, Zihinsel Beceriyi Zayıflatıyor

13 Mart 2015 Devamı

Kaygı, çok hafif gerginlik ve tedirginlikten panik derecesine varan değişik yoğunluklarda olabilir. Bu durum kaygının patolojik özelliklerini yansıtır. Kaygının bir de uyuma dönük işlevleri vardır. Bireyi iç ve dış tehlikelere karşı koruyucu ve uyarıcı, önlem almasını sağlayan başka bir yönü de vardır. Bireyler, kaygıyla başa çıkabilir.

Kişi, kaygının yanı sıra umutsuzluk, mutsuzluk, çaresizlik ve kendine veya başkalarına karşı yoğun öfke hatta sınavla ilgili kabuslar görmeye kadar olumsuz duygular yaşayabilir. Yoğun kaygı, kişiyi zorlar, zihinsel becerisini de ciddi anlamda zayıflatır. Yani kaygı, organizmaya o kadar hakim olur ki kişinin bilgiyi transfer etme, hatırlama, dikkati bir yere toplama, okuduğunu anlama gibi yeteneklerini sekteye uğratır. Bu durum, öğrencilerin ders çalışmasına engel olduğu gibi becerilerini kullanmasına da mani olur.

İçe atılan olumsuz duygular bir süre sonra bedende kendisini gösterme eğilimi taşır. Dolayısıyla sınava giren öğrencilerde beden, baş, eklem ve mide ağrıları ile cilt sorunları ortaya çıkabilir.

“Sınav kaygısı, kişilik yapısıyla ilgilidir”

Uzmanlar, daylara stresle başa çıkmayı öğrenmelerini ve bütün olumsuzlukları bir kenara bırakıp iyi sonuçlara odaklanmalarını tavsiye etti.

Sınav kaygısı, sınava hazırlanan adayların kişilik yapısıyla ilgilidir. Dolayısıyla aşırı kaygılı olma durumu çocukluk yıllarında oluşmaya başlar. Otoriter aile ve ebeveyn tutumu, sıkı disiplin uygulamaları, anne ve babanın mükemmel çocuk beklentisi, çocuğu başkalarıyla kıyaslaması, notla tehdit edilmesi ve cezalandırılması gibi olumsuz tutum ve davranışlar, gençler üzerindeki kaygıyı tetikler. Öncelikle ebeveynler, çocuğunu iyi tanımalı, ondan yapabileceğinden fazlasını beklememeli, olumsuz eleştirilerden kaçınmalıdır. Ebeveynler, çocuklarına her koşulda karşılıksız sevgi vermelidir.

Anne ve babaların, çocuklarına sınavın her şeyin sonu olmadığını anlatması, daha önce elde ettiği başarıları hatırlatarak, güç vermesi ve cesaretlendirmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Kategori: Çocuk Psikolojisi, Genel, Haberler