Öksürük üç haftadan fazla sürerse dikkat

19 Ocak 2013 Devamı

Üç haftadan uzun süren öksürük, balgam, ateş ve kan tükürme gibi yakınmalar olduğunda, verem hastalığının akla gelmesi gerektiği bildirildi.

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tansu Ulukavak Çiftçi, yaptığı açıklamada, verem hastalığının ‘Mycobacterium tuberculosis’ mikrobu tarafından gelişen bir enfeksiyon hastalığı olduğunu belirtti.
Tüberkülozun Türkiye’de 20. yüzyılın ilk yarısında salgına yol açarak o yılların en önemli ölüm nedeni olduğunu ifade eden Çiftçi, ’20. yüzyılın ikinci yarısından ve özellikle 90’lı yıllardan sonra sürekli artış gösteren verem savaşı, ülkemizde bu hastalığın tehlikesini büyük ölçüde azaltmıştır’ diye kaydetti.
Çiftçi, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre, dünya nüfusunun yüzde 36’sının tüberküloz basiliyle karşılaştığını belirterek, şöyle devam etti:
‘Her yıl yaklaşık 8 milyon kişi tüberküloz hastalığına yakalanmaktadır. Yaklaşık 2 milyon kişi bu hastalıktan ölmektedir. Türkiye’de Verem Savaşı 2011 Raporu’na göre yılda tüberküloz tanısı alan hasta sayısı 18 bin civarındadır. 1991 yılında olgu sayısı 100 bin nüfusta 44 iken, günümüzde 21’lere kadar düşmüştür.
Tüm tüberküloz olgularının yüzde 95’i, tüberkülozdan ölümlerin ise yüzde 98’i gelişmekte olan ülkelerde bulunmaktadır. En çok hastanın bulunduğu ülkeler, Hindistan, Çin, Bangladeş, Filipinler ve Güney Afrika ülkeleridir.’
-Kesin tanı balgamla konuluyor- Çiftçi, 3 haftadan uzun süren öksürük, balgam, ateş ve kan tükürme gibi yakınmalar olduğunda tüberküloz hastalığının akla gelmesi gerektiğinin altını çizerek, bu durumda doktora başvurulması ve akciğer filmi çekilmesinin önemli olduğunu ve kesin tanının balgam tahliliyle konulduğunu söyledi.
Dünyada tüberküloz kontrolünün 1991’den beri ‘Doğrudan Gözetimli Tedavi Stratejisi’ yöntemiyle yürütüldüğünü dile getiren Çiftçi, ‘Bu yöntem, tüberküloz hastasının her gün ilaçlarını içtiğine bir sağlık personelinin tanıklık etmesi anlamına gelir. Böylece, ilaçların düzenli alınması sağlanarak, tüberkülozda en büyük tehlike olan ilaç direncinin önüne geçilmiş olur’ ifadelerini kullandı.
Çiftçi, tüberkülozun tek kaynağının akciğer veya gırtlak tüberkülozu olan hastalar olduğuna dikkat çekerek, şunları kaydetti:
‘Bu hastalar konuşurken, öksürürken veya hapşırırken çevreye tüberküloz mikrobunu yayarlar. Bu mikroplar havada asılı kalır. Başka kişilerde nefes alıp verirken hava yoluyla bu mikropları vücutlarına alırlar. Çatal, kaşık, tabak, bardak, giysi gibi nesnelerle, kanla cinsel ilişki ile bulaşma olmaz. Hava yolu ile akciğerlerine tüberküloz mikrobu giren kişilerin yaklaşık yüzde 10’u hasta olur. Hasta olmak kişinin vücut direncinin yetersiz olması ile ilişkilidir.’

Kategori: Araştırma, Genel, Haberler