Müdahaleli Vakum ve Forseps Doğum

01 Kasım 2013 Devamı

Doğum eyleminin ikinci evresinde, yani rahim ağzının tam açık olduğu andan doğumun gerçekleşmesine kadar geçen sürede anne adayı veya bebeğe ait nedenlere bağlı olarak doğumun doktor tarafından vakum veya forseps ile gerçekleştirilmesi gerekebilir.

Bebeğin ikinci evredeki yolculuğu ve yoldaki engeller

Doğum eyleminin ikinci evresinde rahim ağzı tam açık olduğu andan itibaren bebeğin önde gelen kısmı vajina içindeki yoluna devam eder. Doğum kanalı adı verilen yaklaşık 10 santimetre uzunluğundaki bu vajinal “tünel”, etrafı anne adayının çatı kemikleri ve bunların iç yüzünü döşeyen yumuşak doku ve kaslarla çevrili, üst kısmında çatı kemikleri tarafından oluşturulan kanal girişinin, alt kısmında da çatı kemiklerine tutunmuş kaslar ve yumuşak dokular tarafından oluşturulmuş, dışarıdan vajina çıkışı şeklinde gösteren yapının yer aldığı bir kanaldır.

Bebek bu kanal içine rahim kasılmalarının ve anne adayının ıkınmalarının yarattığı itici etki ve kanal içinde yer alan çeşitli girinti ve çıkıntıların bebeğin başına ve vücuduna verdiği şekil neticesinde girer ve burada ilerler. Bu kanala giriş ve ilerleme o kadar olağanüstü bir mekanizmayla işler ki, bebek kanalın giriminden çıkımına kadar bu kanalın “engebeli” yollarından başına ve vücuduna en mükemmel şekli vererek çıkıma kadar gelmeyi başarır.

Doğum kanalındaki mucizevi yolculuk çoğu durumda başarıyla sonuçlanır ve anne adayı yalnızca kanal çıkışını genişletmek için uygulanan bir doğum kesisi (epizyotomi) dışında dışarıdan yardıma ihtiyaç duymaz. Hatta pelvis çıkımının da uygun olduğu durumlarda epizyotomi kesisi bile gerekli olmadan bebek sağlıklı bir şekilde doğar.

Hangi durumlarda müdahale gerekir?

Anne adayıyla ilgili nedenler

Bebeğin doğum kanalı içindeki yolculuğunu başarılı bir şekilde tamamlayabilmesi ön planda anne adayının aktif yardımda bulunmasına, yani etkili bir şekilde ıkınarak bebeğini “ittirmesine” bağlıdır.

Ikınma anne adayının tüm vücut boşluklarında (kafaiçi, göğüs kafesi ve karın içi) basıncı artıran bir durumdur. Bazı kalp hastalıkları, bazı nörolojik hastalıklar ve diğer bazı hastalıklarda bu basınç artışı risk teşkil edebileceğinden belli bir aşamadan sonra doğum vakum veya forsepsle tamamlanır.

Bazı durumlarda anne adayının ıkınması yetersiz olabilir. Bunun en belirgin örneği anne adayının uzun süren bir doğum eylemi süresinde yıpranmış olması ve ıkınmayı sürdürememesidir. Doğum eyleminde ağrıyı dindirmek amacıyla epidural uygulanması da bazı durumlarda anne adayının ıkınma gücünü olumsuz etkileyerek doğumun vakum veya forsepsle tamamlanmasına neden teşkil edebilir.

Doğum eyleminin ikinci evresinin herhangi bir nedenle (kasılmaların yetersiz olması, anne adayının etkili olarak ıkınamaması) uzamış olması müdahaleli doğum nedeni olabilir. Genel olarak söylemek gerekirse doğum eyleminin ikinci evresinin ilk doğumunu yapacaklarda iki saatten, daha önceden doğum yapmış olanlarda bir saatten daha uzun sürmesi durumunda çoğu doktor doğum eylemini vakum veya forspesle tamamlamayı tercih eder. Bu süre epidural uygulanmış anne adaylarında birer saat daha uzatılabilir. Bu süreler kesinlik teşkil etmezler ve bebeğin kalp atışları bebeğin sıkıntıda olduğuna işaret etmediği ve anne adayının durumu müsade ettiği sürece doğumun kendiliğinden gerçekleşmesi için belli bir süre daha beklenebilir.

Bebekle ilgili nedenler

Doğum eyleminin birinci evresinde olduğu gibi ikinci evresinde de bebeğin kalp atışları ve bunların kasılmalarla olan ilişkisi kardiyotokografi ya da ÇKS borusu ile sürekli takip altında tutulur. Bebeğin sıkıntıya girdiğine dair bulguların varlığında ve bu sıkıntıyı gidermek için alınan önlemler başarısız olduğunda bebeğin oksijensiz kalmasını engellemek için doğumun vakum veya forseps ile tamamlanması gerekebilir.

Müdahaleli doğumun uygulanması

Müdahaleli doğumun uygulanabilmesi ve bu şekilde vajinal yoldan doğumun gerçekleşmesi için en önemli şart doğum eyleminin ikinci evreye girmiş olmasıdır. Yani rahim ağzı tam açık olmalı ve tümüyle incelmiş olmalıdır.

Diğer bir şart bebeğin başının doğum kanalının kritik iki noktası olan kanal girişinden geçerek kanalın ortasındaki dikensi çıkıntıları aşmış olmasıdır. Tecrübeli bir doktor vajinal muayeneyle doğum eyleminin ikinci evreye girdiğini ve başın kritik noktaları aştığını rahatlıkla belirleyebilir.

İri bebek, çatı darlığı şüphesi gibi durumlarda doğumun sezaryen ile gerçekleşmesi tercih edilir.

Her müdahaleli doğum girişimi, bebeğin doğumu bu girişimlerle gerçekleşemediğinde doğumu tamamlamak için sezaryene geçilmesini gerektirir. Bu nedenle bu girişimler ameliyathane şartlarının tümüyle hazır olduğu yeterli şartları taşıyan sağlık kuruluşlarında uygulanırlar.

Nasıl uygulanır?

Forseps şekli uzunca bir kaşığa benzeyen iki ayrı metal parçasından oluşur ve bu “kaşıklar” belli kurallara bağlı kalınarak bebeğin vajina içindeki başının etrafına yerleştirilir. Daha sonra kaşıkların sapları çapraz bir şekilde kilitlenerek adeta bir kıskaç haline getirilir. Bebeğin başını normal şartlarda zorlamayan bu “kıskaç” ile baş sabitlenir ve doktor kollarıyla forpsepsi çekerek bebeğin doğumunu gerçekleştirir.

Vakum ise negatif basınç yaratabilen bir alete bağlı bir boru ve bu borunun ucunda bebeğin başına uygulanacak çeşitli çaplarda çan adı verilen metal veya plastik aletlerden oluşan bir mekanizmadır. Çan bebeğin başının saçlı derisine dikkatlice yerleştirildikten sonra, bebeğin kafa cildinin çanın altında kalan kısmının çan içindeki boşluğa dolması için negatif basınç yavaş yavaş artırılır. Burada amaç çanın bebeğin saçlı derisini iyice kavramasını sağlamaktır. Daha sonra doktor her ıkınma esnasında çanı boru kımından çekerek bebeğin doğmasını sağlar. Vakum uygulanan bebeklerde doğum sonrası bebeğin başında çanın içindeki boşluğu yansıtan etrafı düzenli silindir şeklinde bir şişme olması normaldir. Bu “şişme” tamamen saçlı derinin ciltaltı tabakasından ibaret olup belli bir süre sonunda iz bırakmadan iyileşir.

1,2

Ne zaman hangi yöntem?

Forseps ile vakum uygulamalarından hangisinin seçileceği doktorun eğitim aldığı ekole göre değişir. Amerika’da daha çok forseps tercih edilirken Avrupa ülkelerinde ve ülkemizde daha çok vakum uygulanır. Vakumdan farklı olarak forsepsin bir avantajı makat gelişi ile doğumlarda bebeğin vücudu çıktıktan sonra bebeğin henüz içeride olan başına forseps kaşıkları takılmasıyla doğumun gerçekleştirilebilmesidir. Makat gelişi ile doğumda vakum kullanılmaz.

Müdahaleli doğuma bağlı oluşabilecek sorunlar

Her cerrahi müdahalede olduğu gibi vakum ve forseps uygulamalarına bağlı olarak çeşitli sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Ancak yaklaşık 150 yıldır kullanılan bu yöntemlerden elde edilen tecrübeler sayesinde günümüzde vakum ve forseps uygulama nedenleri, uygulanmasının sakıncalı olduğu durumlar ve uygulama protokolleri hemen hemen son şekillerini almış durumdadır ve bu da müdahaleli doğuma bağlı olarak anne adayı veya bebeğin uygulamadan hemen her durumda yarar görmesini sağlamaktadır.

Müdahaleli doğum girişiminde bulunmak, doğumun mutlaka bu yöntemle başarılı bir şekilde gerçekleşebileceği anlamına gelmez. Herhangi bir nedenle uygulama başarısız olduğunda uygulamadan vazgeçilip doğumun sezaryenle gerçekleşmesi gerekebilir. Sezaryen bahsinde de belirtildiği gibi doğum eyleminin sonuna kadar herhangi bir zamanda doktor sezaryen kararı verebilir. Bu, vakum veya forseps uygulamaları için de geçerlidir.

Müdahaleli doğuma bağlı olarak anne adayında doğum kanalında yırtılma ve bunlara bağlı oluşabilecek sorunlar, bebekte de kafa cildinde vakum veya forseps uygulanan bölgede kanamalar ve bunlara bağlı sorunlar ortaya çıkabilir. Ancak günümüzde bu sorunların hem oluşması hem de oluştuğunda kalıcı sekeller bırakması ender görülür hale gelmiştir.

Etiketler: , , , , , , , , ,

Kategori: Doğum