Doğum Bilmecesi

04 Aralık 2015 Devamı

Tıbbi gereklilik olmadan yapılan sezaryen doğum, ileriki dönemlerde hem annenin hem de bebeğin sağlığını olumsuz etkileyebiliyor.

Sağlık Bakanlığı’nın aldığı tedbirler sonucu geçtiğimiz yıllarda yüzde 80’e ulaşan sezaryen doğumların sayısı ülkemizde önemli oranda düştü. Ancak hâlâ neredeyse iki doğumdan biri sezaryenle gerçekleşiyor. Tıbbi gereklilik olmadıkça sezaryen doğum tercihinin anne ve bebek sağlığının aleyhine işleyen bir süreci başlattığını söyleyen uzmanlar, sezaryen hedeflerinin tutturulamamasının en önemli sebeplerinden birinin ilk doğumun sezaryenle yapılması olduğunu söylüyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2014 yılında doğumların yüzde 52’si sezaryenle yapıldı. Bunların yüzde 27’si ilk doğumunu da sezaryenle yapan kadınlar oldu.

Dünya Sağlık Örgütü her 100 doğumdan 5-15’inin anne ve bebeğe bağlı tıbbi sebeplerden dolayı sezaryen yöntemiyle yapılabileceğini öngörüyor. Anne ve bebeğin sağlığını tehlikeye sokacak herhangi bir durum yoksa mutlaka normal doğumu teşvik ediyor. Sezaryen doğumun karın bölgesinin en kanlı ameliyatlarından biri olduğunu, normal doğumun sezaryen doğumun alternatifi olmadığına dikkat çekerek tercih yapılmadan önce anne ve bebeğe ilişkin durumun tam olarak ortaya konması gerektiğini ifade edildi. Bu şekilde sezaryen gerektiği halde normal doğum yaptırılması sonucu ortaya çıkabilecek olumsuzluklar ya da gereksiz sezaryenler önlenmiş olur. Dünyada isteğe bağlı sezaryen konusunda etik tartışmalar devam etmekle birlikte Uluslararası Jinekoloji ve Obstetri Federasyonu sezaryenin isteğe bağlı olarak değil, tıbbi sebeplerle yapılması gerektiğini belirtiyor.

 

Kategori: Doğum, Genel, Haberler