Sigara İçen Anne Adayları Dikkat

24 Ocak 2016 Devamı

Gebelikte pıhtılaşmaya eğilimin artması annenin doğum anında ve sonrasında kanamasının az olması için vücudun aldığı bir önlemdir. Gebelikte pıhtılaşma mekanizmasının daha aktif çalışması, önceden damar tıkanıklığı geçiren veya pıhtılaşma bozuklukları bulunan hastaların gebe kaldıklarında damar tıkanıklığı geçirme riskini daha da çok arttırır. Pıhtılaşma bozuklukları, kan pıhtılaşmasına bağlı damar tıkanıklıkları, kalp akciğer ve beyin gibi organlarda pıhtı atması ve gebeliklerin düşük ve ölü doğumla sonuçlanmasına kadar giden kötü sonuçlar doğurmaktadır.

Gebe kadınların damar tıkanıklığı açısından aynı yaştaki gebe olmayan kadınlara göre 5-6 kat daha fazla risk taşıdığını, yaklaşık olarak her bin doğumdan birinde gebeliğe bağlı damar tıkanıklığı ile yine her bin kadından birinde doğum sonrası dönemde damar tıkanıklığının yaşandığını kaydetti.

“RİSK FAKTÖRLERİNİN TEŞHİSİ ÖNEMLİ”

Risk faktörlerini önceden var olan ve gebelikte ortaya çıkan faktörler olarak iki gruba ayırabiliriz. Önceden var olan risk faktörlerinde kalıtımsal olarak antitronbin 3, protein C ve protein S gibi pıhtılaşmada görevli bazı protein yapılarının vücutta eksik üretilmesi örnek gösterilebilir. Sonradan edinilmiş risk faktörlerinin önde gelenleri ise kalp ve akciğer hastalıkları, bazı bağırsak hastalıkları ile 35 yaşın üstünde olmak, sigara kullanımı, 3’den fazla doğum yapmış olmak, obezite ve bacaklarda yaygın varislerin bulunmasıdır. Hamilelikte damar tıkanıklığı durumunda bacakta şişme, ödem, kızarma veya morarma, sıcaklık artışı, ağrı gibi şikayetler meydana gelir. Eğer tıkanıklık sonucu pulmoner emboli( akciğere pıhtı atması) gibi bir durum gelişmişse nefes darlığı, göğüs ağrısı, hızlı nefes alma, nefes borusundan kan gelmesi gibi ciddi ve ölümcül belirtiler oluşabilir.

“DOKTOR KONTROLÜNDE TEDAVİ OLUN”
Damar tıkanıklığı riski taşıyan her gebe, mümkünse gebelik öncesi veya erken gebelik döneminde bilinçlendirilmeli ve her gebenin erken gebelik döneminde risk faktörleri ve düzeyi belirlenmelidir. Bu sayede alınacak önemlerle ciddi olumsuz sonuçların önüne geçilebilir. Bu tip hastalar gebelik öncesi ve gebeliğin ilk haftalarından itibaren düzenli doktor kontrolüne girmelidirler. Riskli gebe grubunun tedavisinde pıhtılaşmayı engelleyici ( halk arasında kan sulandırıcı olarak da bilinir) heparin benzeri ilaçlar uygun dozlarda doktor kontrolünde verilmektedir. Tedavi gebelik boyunca ve hatta doğumdan sonra birkaç hafta devam ettirilir. Gebelik öncesi folik asit kullanımı ve uygun hastalarda gebelikte düşük doz aspirin kullanımı da tedavi seçenekleri arasındadır.

Kategori: Genel, Haberler, Hamilelik, Sağlık & Güzellik