Gebelikte ‘kalp’ riski

27 Haziran 2013 Devamı

Memorial Antalya Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Uzman Dr. Nuri Cömert, normal gebeliğin 5’ten 8’inci haftasına kadar süren döneminde, kalp damar sisteminde olması gereken normal değişimlerin başladığını belirterek, “Gebelikle birlikte kalp atım hızı bir miktar artar. Kalbe gelen yük fazlalaşırken, kan basıncı yüzde 10 düşmektedir. Hormonal değişimlerden dolayı damar duvarları zayıflamaktadır” dedi. Doğum sonrası erken dönemde de bebeğin ana atar damara olan baskısı ortadan kalktığı için annenin dolaşım sisteminde bir takım değişimler olduğunu ifade eden Dr.Cömert, şöyle konuştu: “Gebelik sonrası erken dönemde aynı gebelik dönemi gibi dikkat gerektirir. Gebelik döneminde hafif nefes darlığı, yorgunluk, şiddetli olmayan çarpıntı, yol yürüme mesafesinde kısalma, bacaklarda ciddi olmayan şişlikler, sırt üstü yatıldığında oluşan nefes darlığı normal değişimler olarak kabul edilebilir.”

GEBELİK ÖNCESİ KORUYUCU ÖNLEMLER ALINMALI
Dr. Cömert, gebe kalmadan önce bilinen kalp hastalığı olan ya da 35 yaş üzerinde ileri yaş gebelik planlayan, ailesinde ciddi kalp hastalığı öyküsü olan ve kalp hastalıkları risk faktörleri olan kişilerin mutlaka kardiyolojik muayeneden geçirilmesi gerektiğini söyledi.

Dr. Cömert, kalp hastalığı olan gebe takibinin öncelikle kardiyolog, kadın doğum uzmanı ve anne adayının dahil olduğu takım çalışması prensibiyle yapılması gerektiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Gebelik öncesi planlama, koruyucu önlemler alınması temel esastır. Belirli bir grup kalp hastalığı olan kişilerin gebe kalması, anne ve bebek sağlığı için riskli olabilir. Bu nedenle öncesinde psikolojik destek ve detaylı diyalog ile kişiye bu bilgiler verilmeli, gebelikten vazgeçirilmelidir. Çiftler, ileriye yönelik korunma yöntemleri hakkında da bilgilendirilmelidir. Gebeliğe engel teşkil eden kalp hastalıkları, doğumsal olan ve morarmanın eşlik ettiği kalp hastalıkları yani siyanotik konjenital kalp hastalıklarıdır. Bunlar; cerrahi müdahalenin mümkün olmadığı ileri kapak hastaları, akciğer basıncının ileri derecede artmış olduğu kalp hastalıkları, ileri evre kalp yetersizliği ve kapak darlığı sorunlarıdır. Kalp kapakçıklarında ileri derecede darlık veya yetersizliği bulunan, gündelik efor kapasitesi istirahat sırasında bile nefes darlığı çekecek kadar düşmüş olanlar ile ciddi kalp yetersizliği hastalarının gebe kalmaları sakıncalıdır.”

ÖZEL TAKİP GEREKTİREN KALP HASTALIKLARI GEBELİĞE ENGEL DEĞİL
Kalbinde delik olan kişilerin, muayenelerinde kalp ve akciğere hayati önem taşıyan bir yük oluşturmadığı ispatlanmışsa, gebe kalabileceğini bildiren Uzman Dr. Nuri Cömert, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Kalp deliği geniş hastaların ameliyat sonrası gerekli önlemler alınarak gebe kalmalarına izin verilebilir. Kalp ameliyatı olarak kalp kapakçığı değişmiş veya kalp kapağı tamiri yapılmış hastalar ise gebelik öncesi detaylı bir kontrol ve takiplerle, belirli bir risk altında gebe kalabilir. Tedavi edilebilir ritim problemi olan hastaların gebelik öncesi ablasyon işlemi yapıldıktan sonra normal bir şekilde gebe kalma engelleri yoktur. Gebelik döneminde ilaç kullanımı gerektiren ritim problemlerinde, detaylı bir muayene ve risk analizi önemlidir. Yüksek kan basıncı yani hipertansiyon sorunu olan hastalar gebelik dönemince sıkı takip ile gebe kalabilir. Gebelik dönemi tansiyonu olan anne adaylarının bu dönemde kendilerine ve bebeğe zarar vermeyen ilaçları kullanarak takip edilmeleri halinde gebe kalmalarına bir engel bulunmamaktadır.“

Kategori: Araştırma, Doğum, Genel, Haberler, Hamilelik, Sağlık & Güzellik