Etkisi Ömür Boyu Sürebilir

24 Kasım 2013 Devamı

Türkiye’de yeni doğan bebeklerin önemli bir kısmında doğum öncesi, doğum sırası ya da doğumu takip eden günlerde yaşanan yaralanmalar sonucu fonksiyon bozuklukları oluştuğu belirtildi.

Ebeveynlerin bu durumu kabullenmek istemediklerini belirten uzmanlar, erken teşhis imkanının ömür boyu sürecek bir olumsuzluğun önüne geçebileceğinin altını çizdi. Türkiye’deki doğum oranları kadar doğum kalitesi, doğum sonrası takip gibi konular da bebek sağlığıyla yakından ilgili. 600 bebekten 1′inde görülen fonksiyon bozukluğu problemi, bu konunun önemini ortaya koyuyor.

Türkiye’deki rakamlar ABD’deki istatistiklerle karşılaştırıldığında ortaya çarpıcı sonuçlar çıkıyor. ABD’deki rakamlar nüfusun bin de 2′sinde karşılaşılan problemin, Türkiye’deki oranın yarısı kadar olduğunu ortaya koyuyor. Serebral Palsy (CP) olarak bilinen rahatsızlığın nedenleri arasında akraba evlilikleri, hamilelik döneminde geçirilen hastalıklar, doğum şartlarının olumsuzluğu, ilk çocukluk yıllarında bebeklerde bulaşıcı ve ateşli hastalıkların fazlalığı ve beslenme yetersizliği gibi faktörler yer alıyor.

Fizyoterapist Dr. Gamze Şenbursa, insan hayatının başında karşılaşılan bu durumun ömür boyu etkisini sürdürebileceğini belirterek bazı uyarılarda bulundu. Şenbursa, CP’nin doğum sırasında oluşma riskine dikkat çekerek, “Anne-baba arasındaki akrabalık veya kan uyuşmazlığı, hamilelik sırasında geçirilen enfeksiyon hastalıklar, kullanılan ilaçlar, geçirilen kazalar bu nedenlerden bazılarıdır. Prematüre doğum ve düşük doğum ağırlığı, sezeryan, morarma, doğum sırasında hatalı forceps (doktorların kullandığı bir materyal) kullanımı, oksijensiz kalma, doğum sırasındaki nedenlerdir ve yüzde 60′lık bir kısmı içerir.” dedi.

Şenbursa, ailelere de seslenerek yeni doğum sonrası bebeklerin bu konuyla ilgili yakın takibinin yapılması tavsiyesinde bulundu.

ilk bir, bir buçuk sene içinde çocuklardaki bozukluğun ailelerin tutumu nedeniyle tespit edilemediğini kaydeden Şenbursa, hastalığın seyrini ve görüldüğü zaman dilimlerini şu şekilde sıraladı:

“1 aylık bebekte sürekli ağlama, emme bozukluğu, ısrarlı ve sürekli kusma, çevresinden gelen uyarılara cevap vermeme, havale; 2 aylık bebekte, 1 aylık bebekteki belirtiler, bulunması gereken reflekslerin kaybı, kas kasılma bozuklukları; 3 aylık bebekte gözde istemsiz ritmik hareketler, bel kaslarında oluşan spazm sonucu vücudun yay gibi gerilmesi, bebeğin gülmemesi, annenin yüzüne bakmaması; 4 aylık bebekte baş kontrolünün olmaması, şaşılık, bazı reflekslerin devam etmemesi; 8 aylık bebekte dönme ve oturma aktivitelerinin olmaması, el göz koordinasyonunun yokluğu, tekme atarken iki bacağında geriye gitmesi, uzun oturmada bacakların makaslama hareketi yapması; 10 aylık bebekte emeklemenin olmaması ya da her iki bacağın birden çekilerek, sıçrar tarzda emekleme, ayağa kalkmada zorluk, ismi ile çağırılınca tepki vermemesi, ağızdan salya akması, verilen yiyeceği ağzına almaması ya da ağzına götürememesi; 1 yaşındaki bebekte tutunarak yürüyememe, parmak ucunda yürüme, makaslama şeklinde yürüme gibi belirtiler görülür.”

Ailelerin çocuklarını iyi gözlemlemesi gerektiğinin altını çizen Şenbursa, ilaçla tedavinin olmadığını ancak spastisiteyi bir miktar azaltmak, nöbetleri kontrol altına almak veya salya problemi için uygulanabileceğini kaydetti. CP’nin her çocukta seyrinin farklı olduğunu belirten Şenbursa, ” her çocuğun tedavi ve rehabilitasyon programı farklılık gösterir. Fizik tedavinin amaçları kolların normal veya normale yakın kullanımını sağlamak, bacakların fonksiyonel kullanımı ve yürümeyi arttırmak, çocuğa normal veya normale yakın görünüm kazandırmak, anlaşılabilir konuşma öğretmek, CP’li çocuğun eğitimi konusunda aileye yol göstermektir.” dedi.

Şenbursa, evde yapılabilecek egzersizleri için aile tarafından öğrenilmesi, evde her gün tekrar edilmesi, çok uzun ve sıkıcı olmaması ve oyun aktiviteleri ile birleştirilerek yaptırılmasının yararlı olacağına işaret etti. Refleks tedavi yöntemi de bu rahatsızlıkta uygulanan metodlardan biri. Şenbursa, ayaklara ve yüze uygulanan özel ovma ve basınç hareketleriyle vücudun belli bölgelerinde bloke olmuş enerjiyi çözerek, bedenin kendi kendisini iyileştirme gücünü harekete geçirmesinin bu yöntemle sağlanabileceğine işarete etti.

Şenbursa, “Kişinin fiziksel, duygusal ve ruhsal bakımdan iyi hissetmesini sağlar ve kişiye doğal dengesini kazandırır. Refleks Terapi, bedenin tüm bölgelerine, beyine, merkezi sinir sistemine, organlarına ve sistemlerine karşılık gelen refleks noktaları, akapunktur noktaları ve sinir noktalarının ayaklarda ve yüzde olduğu ve bu noktaların beden anatomisinin aynası olduğu prensibine dayanan bir sanattır. Refleks Terapi, özel el ve parmak teknikleriyle bu refleks noktalarına basınç ve ovma yoluyla uygulanır. Derin rahatlama sağlar.” dedi.

Bu yöntemlerin yanı sıra bazı alternatif tedavilerin de yapılabildiğini anlatan Şenbursa, alanında uzman olmayan kişilerin bu anlamda çocuklar üzerinde zararlı etkileri olabileceğinin altını çizdi. İleri seviyede verilen vaatlerin, gerçekleşmeme durumunda büyük hayal kırıklığı oluşturabileceğinin de kaydeden Şenbursa, tercih edilen uzmanın eğitim ve ünvanının araştırılması ve sorgulanması uyarısında bulundu.

Kategori: Bebeğim, Genel, Haberler