Çocuklarda Büyüme Geriliği

26 Mayıs 2015 Devamı

Büyüme, çocukların genel sağlık durumlarını yansıtan en iyi göstergedir. Sağlıklı çocuk, normal büyüyen çocuktur. Bu nedenle büyümenin değerlendirilmesi, doktorların olduğu kadar anne ve babaların da yakından izlemesi gereken bir konudur. Büyüme, kemiklerin uç kısımlarındaki büyüme plakları denilen kıkırdak dokunun gelişmesi ile sağlanmaktadır. Ergenlik döneminin sonunda büyüme plaklarının kapanmasıyla büyüme de durur ve erişkin boyuna ulaşılmış olur. Büyümeyi etkileyen üç temel faktör vardır.

Bunlardan ilki genetik faktörlerdir. Her çocuğun boyunu anne ve babasından geçen iki grup gen birbirinden bağımsız olarak etkilemektedir. Genler büyümenin ana kalıbını (çocuğun boy potansiyelini, ergenlik başlama yaşını vb) belirler. Büyümeyi sağlayan ikinci faktör beslenmedir. Beslenme özellikle ilk iki yaşta olmak üzere tüm yaşlarda büyümeyi etkiler. Büyümeyi sağlayan üçüncü faktör ise hormonlardır. Başta hipofiz bezinden salgılanan büyüme hormonu olmak üzere tiroid hormonları ve cinsiyet hormonları büyümeyi düzenlemektedir. Bu hormonların eksikliklerinde büyüme geriliği en önemli bulgulardandır. Ayrıca sağlıklı büyüme için vücuttaki diğer organ sistemlerinin (kalp, akciğerler, böbrek vb) de sağlıklı olması gereklidir.

Çocukların büyüme hızları yaşlarına göre değişmektedir. Büyüme bozukluklarının erken saptanması için en iyi yöntem çocuğun boy ve ağırlığının büyüme izlem grafikleri üzerine işaretlenmesidir. Her çocuğun izleyen doktor veya ailesinde bir büyüme grafiği bulunmalıdır. Büyüme grafiğinde yaşa göre normalden sapma gösteren veya standartlara göre boyu % 3 ün altında olan bir çocukta buna yol açabilecek altta yatan nedenlerin irdelenmesi gereklidir. Pediatrik Endokrinoloji uzmanı tarafından çocuğun kemik yaşı saptanarak yapılan erişkin boyu hesaplamasında çocuğun öngörülen erişkin boyu, ailevi potansiyelinin gerisinde ise bu çocuklarda ileri araştırmalara gereksinim vardır. Zamanında değerlendirme, hem altta yatabilecek sistemik, hormonal veya beslenme sorunlarının erken tanısı hem de tedavinin başarısı için önemlidir.

Kategori: Prof. Dr. Abdullah Bereket, Yazarlar