Anne Adayları Dikkat!

07 Kasım 2014 Devamı

Doğum sonrası sağlıklı ve ideal bir görünüme kavuşmak için kişinin 9 aylık hamilelik sürecini nasıl geçirdiğinin oldukça önemli olduğu belirtildi.

Hamilelik süresince dengeli ve düzenli beslenmeyle kilo alımını ideal sınırlarda tutmak, suyun az tüketilmesi deride kuruluk, deformasyon ve çatlaklara neden olabileceğinden günlük su tüketimine dikkat etmek, kontrollü ve bilinçli bir şekilde spor ve egzersiz yapmak vücuttaki organların sağlıklı kalması ve hamilelik sonrası ideal bir vücut için oldukça önemli. Alınan önlemlere rağmen fazla kilo alımı ve vücudun hamilelik süresince deforme olması, doğum sonrası eski haline dönmek isteyen kadınlar için kimi zaman zorlayıcı bir süreç olabiliyor.

LOHUSALIK DEPRESYONU YANILTABİLİR
Doğum ve lohusalık sonrasında estetik operasyonlar için en uygun dönem süt verme dönemi bitiminden 3 ay sonrasıdır. Bu dönem bireyler arasında farklılıklar gösterebilmektedir. Yapılacak ameliyat için bireyin ruhsal ve bedensel olarak hazır olması gerekmektedir. Özellikle doğum sonrası geçirilen zor döneme bağlı ortaya çıkan depresyon konusunda hekimin dikkatli olması gerekir. Bu dönemde yapılacak operasyonlar sonrasında, hastanın normal aktivitelerine dönüşü zorlaşabileceğinden ameliyatların ertelenmesi daha sağlıklı olacaktı.
Özellikle annelik döneminde memelerin sütle büyümesi ve emzirme sonrasında meme hacminin küçülüp meme derisinin bol kalmasıyla sarkıklık ve gevşeklik oluşmaktadır. Ayrıca bazı kadınlarda ‘involüsyonel atrofi’ denilen süt verme sonrası memelerde aşırı küçülme de şekil bozukluğuna neden olan doğum sonrası süreçlerden birisidir. Bu durumların oluşmasıyla memelerde dikleştirme ve bazen de büyütme işlemi uygulanmaktadır. Tam aksi durumda göğüslerin normalden büyük olduğu bireylerde doğumla ortaya çıkan aşırı büyüklükten dolayı da başvuru olabilmektedir. Bu kişilere yapılacak meme küçültme ameliyatı ile normal görünüme kavuşması sağlanmaktadır.

Karın sarkması ve karın bölgesi derisinde meydana gelen çatlakların özellikle gebelikte aşırı kilo alma, ikiz gebelik ve normalden fazla büyük bebek olması durumlarında ortaya çıktığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Doğumdan sonra aşırı bollaşan karın derisinde sarkıklık ve istenmeyen bir görüntü oluşabiliyor. Bunun dışında vücut harmonisini bozan bölgesel yağlanma artışı, yüz bölgesinde oluşabilen ve doğum lekesi adı verilen derideki renk değişiklikleri, ayrıca genital bölge deformasyonları da karşılaşılan problemlerden sayılabilir.

“KARIN GERME AMELİYATI, TEKRAR HAMİLELİK PLANI OLMAYAN KİŞİLER İÇİN DAHA UYGUNDUR”
Tekrar doğum yapmayı düşünen kadınların meme ve vücut şekillendirme ameliyatı olmalarında bir sakıncası olmayacağını belirterek “ancak karın derisini tekrar gerecek hamilelik süreci yaşaması muhtemel kişilerin ameliyattan sakınmasını öneriyoruz. Karın germe ameliyatlarının hamilelik sürecini bitirmiş ve tekrar doğum planı olmayan kişilere yapılması, ilerde yeni gebelikle ortaya çıkabilecek deformasyon ve deri çatlaklarının olmasını engelleyecektir.

VÜCUT ŞEKİLLENDİRME VE KARIN GERME İÇİN İDEAL KİLODA OLMAK ÖNEMLİ
Özellikle vücut kitle indeksinin fazla olduğu kilolu hastalarda, gebelik ve doğumdan bağımsız olarak estetik ameliyatlarını kilo verme sürecinin sonuna ertelemelerini talep ettiklerini belirterek “Özellikle vücut şekillendirme ve karın germe ameliyatları ideal kilolarda yapılmadığı zaman istenilen sonuçtan çok uzak görüntülerle karşılaşılabilmektedir. Doğum sonrası ortaya çıkan deformasyonlar sırasıyla, normalden fazla kilo alınması ve bu kiloların kısa sürede verilememesi, genetik olarak deri elastikiyetinin zayıf olması sonucu derinin çatlaması, doğumda gerekli egzersiz ve sporun yapılmaması ile vücudun hareket kabiliyetinin zayıflaması ve kas gevşekliğinin oluşması gibi durumlardan kaynaklanır. Diğer önemli bir faktör doğum sonrası uygun spor ve egzersizlerin yapılmamasından zayıflamış ve gevşemiş karın kaslarının kendini toparlayamaması ve karında dışarı doğru bombeleşme oluşmasıdır.

İzole karın ve bel bölgesinde oluşan çatlaklar için uygulanabilecek teknolojik tedavi ise fraksiyone karbondioksit lazer tedavisidir. Gelişen teknolojiyle deriye verdiği hasar azaltılıp tedavi edici etkisi arttırılan fraksiyone lazer tedavisi günümüzde deri çatlakları ve leke tedavisinde rakipsiz ve son teknoloji olarak görülmektedir. Bu tedavi ile çatlaklar yüzde 50 ile 80 oranında azaltılabilmekte, derideki lekelerde tamamen tedavi edilebilmektedir.

Kategori: Genel, Haberler, Hamilelik