Alışveriş Bağımlılığı Kumar Kadar Tehlikeli!

16 Eylül 2016 Devamı

Dolabınız giymediğiniz kıyafetlerle dolduysa, mutsuzken kendinizi AVM’lere atıyorsanız, kredi kartınız limiti aşmışsa, bağımlı olabilirsiniz…

Son 20 yılda ortaya çıkan bağımlılık türlerinden biri de alışveriş bağımlığı… Geçmişte etkileri pek hissedilmeyen bu bağımlılık alanı modernleşmeyle birlikte tüketim toplumunun oluşması, medya etkisi, indirimler, kredi kartları, taksitler, renkli çekici vitrinler, cazip reklamlar sebebiyle insanların hayatını karartan bir problem hâline geldi.

“İhtiyaca ya da alım gücüne bakmadan para harcama alışkanlığı” olarak tarif edilen alışveriş bağımlılığının daha çok kadınları etkilediğini, bu alışkanlığın aşırı uçlara yaklaşması durumunda tedavi edilmesi gerektiğini, aksi takdirde kişileri büyük borçların altına sokabiliyor ya da çevresiyle ilişkilerini bozarak, hayatını mahvediyor.

Bağımlılığı beyindeki haz mekanizmaları ile ilişkilendirdiniz. Alışveriş bağımlılığının ortaya çıkışının sebebi nedir?

Alışveriş bağımlılığı kumar bağımlılığı, yeme bağımlığı ya da seks bağımlılığına benzer bir durum. Alışveriş bağımlılığı aslında dürtü kontrol bozukluğu adı verilen psikiyatrik bir durum. Alışveriş dürtüsü geldiğinde kişi tamamen hazza yönelik olarak hareket ediyor. Onu alırsa mutlu oluyor. Mesela aynı bluzdan 4 ayrı renk alabiliyor. Aynı kumar dürtüsü gibi bir dürtü bu. Diğer bağımlılıklarda görülen “aşerme” ya da “yoksunluk hissi” dediğimiz durum ortaya çıkıyor. Dürtü geldiğinde bu ihtiyacın “acil olarak” giderilmesi gerekiyor. Bunun için çok paranız olması da gerekmiyor. İlla da pahalı şeyler almaya gerek yok. Kişinin hiç parası yoksa 1 liraya alışveriş yapılabilecek dükkânlar var. Oradan alışveriş yapıyor. Bağımlı çok sayıda kredi kartı kullanılıyor; bittikçe limitleri yükseltiyor. Sadece “almış olmak” bile tatmin duygusu oluşturmaya yetiyor. Burada kumar bağımlılığı gibi iki mekanizma iç içe giriyor. Dürtünün gelmesi ve anında ihtiyacın giderilerek yüksek haz duyulması…

Kimler alışveriş bağımlısı oluyor?

Herkesin hikâyesi ve sebebi farklı aslında. Alışveriş, bağımlılığının temelinde de bağımlının ruhunu doyurma, onaylanma, kendini yeterli ve değerli hissetme isteği olabilir. Aynı zamanda kendine güvensizlik, yeterince mutlu olamama ve heyecan hissetmeme duygusu da söz konusu.

Alışveriş bağımlılığı tedavisi için size gelen danışana ne tavsiye ediyorsunuz?

Öncelikle kredi kartlarının elinden alınmasını tavsiye ediyoruz. Bu kişilerin sürekli gittikleri ve çok taksit yapan belirli mağazalar var. Oralara hiç uğramamalarını istiyoruz. Bağımlılıklarda meşguliyet tedavisini de çok işe yarayan bir yöntem. Alışveriş bağımlılığında kişi alışverişin yerine kendisine haz verecek başka bir şey koymak zorunda. Örneğin başkalarına yardım etmek önemli bir terapi yöntemi. Kendine yardım etmenin yolu, başkasına yardım etmekten geçiyor. Yardım etmek, haz duygusunu uyandırdığı için böyle bir konuda çalışmalarını tavsiye ediyoruz. Ya da mutlu olacağı başka bir şey yapmak, mesela kek börek yapıp arkadaşlarını çağırmak, bir arkadaşına kahveye gidip sohbet etmek, yapılabilecek aktivitelerden birkaçıdır.

RUHU DOYMAYANIN KARNI DA DOYMUYOR

Çağımızın en önemli problemlerinden obezitenin, temelinde yatan sebeplerden birinin de bağımlılık mekanizması ile ilgili olduğunu söyledi. Yemek yemenin, kumar oynamak, alışveriş yapmak ya da madde kullanmak gibi beyindeki haz merkezlerini uyardığını ve dopamin salgısını artırdığı ifade ediliyor. Onun için yemek yemekten zevk alıyoruz. Hele güzel bir ortamda güzel bir yemek yiyorsak dopamin salgısı biraz daha artıyor. Yeme bağımlılığını davranış bağımlılıkları kapsamında ele alabiliriz. Ben onlara, ruhlarını doyuramadıkları için karınlarını da doyuramıyorlar diyorum. Çünkü bir biçimde kendilerini mutlu edemiyorlar, bir şekilde yaşamdan haz alamadıkları için haz boşluğunu yemek aracılığı ile gideriyorlar ve yemeyi durduramıyorlar. Yeme bozukluklarının temelinde yatan aslında budur.

POŞETLERİN ESİRİ MİSİNİZ?

Aşağıdaki durumların çoğu sizi tarif ediyorsa, siz de bir alışveriş bağımlısı olabilirsiniz.
*Eviniz hiç ihtiyaç olmayan eşyalar, dolabınız hiç giymediğiniz kıyafetlerle dolduysa
*Çok sevdiğiniz markaların çıkardığı her ürünü almak için engelleyemediğiniz bir istek duyuyorsanız
*Mutsuz hissettiğiniz her an kendinizi alışveriş merkezlerine atıyorsanız
*Böyle bir ruh hâlinde alışveriş yaptıktan sonra pişman oluyorsanız
*“Benim için önemli olan ucuz pahalı olması değil, o eşyanın alınmış olması” diyorsanız
*Alışveriş yüzünden kredi kartlarınızın limitini zorluyorsanız
*Üye olduğunuz sanal alışveriş sitelerinin sayısı her geçen gün artıyorsa

BAĞIMLI KİŞİLİĞİN TEMELİ ÇOCUKLUKTA

Bir de anneye, arkadaşa, sevgiliye, eşe bağımlılık gibi kişilere bağımlılık var. Bunları tüm bağımlılıklar içinde nereye koyuyoruz?

Ona İngilizcesi attachment olan “bağlılık” diyoruz. Bağımlılıktan farklı ancak bazı türleri sonuçta bağımlılığa gidiyor. Sebebi de bebeklik dönemine dayanan ve psikolojide “güvensiz bağlanma” olarak tarif ettiğimiz durum. Bebek doğduğu andan itibaren anneyle bağlıdır. Ancak 6 ve 7. aydan itibaren yavaş yavaş bireyselleşmeye başlar. Ayrılıp bireyselleştirilmesi için bir bebeğin anneyle güvenli bir ilişki kurması gerekir. Bebek gelişirken ilk ay annesi de dâhil hiç kimseyi tanımaz. 2. aydan sonra annesini tanır ve çevresini yabancılar. Anneden gitmek istemez. Bu dönemde anneyle güvenli bir ilişki kurulur ve devam ederse bebek bireyselleşmeye başlar. Bu, sağlıklı gelişimdir. Ama güvenli bir ilişki kurulamazsa o zaman güvenli olarak ayrılamaz ve bireyselleşemiyor.

Bu durum ilişkilere nasıl yansır?

Ya ailelerine bağlı kalırlar ya da hayatı boyunca güvenli ilişki kurabileceği insanlar arar ama kimseye bağlanamazlar. Ya da tam tersi olur birine bağlanır ne olursa olsun bir türlü kopamazlar. Buna da ‘güvensiz bağlanma’ diyoruz.

Kategori: Genel, Haberler, Kadın, Sağlık & Güzellik